GİLABURU ÜRETİCİLİĞİ(GÜLEBRU)
Çok eski zamanlardan beri bu bitkiye farklı kültürlerce farklı adlar takılmıştır.Mesela Selçuklular ve Osmanlılar zamanında bu bitkiye, çiçeklenme dönemindeki güzelliğinden etkilenip ‘Gül Ebru’ adı verilmiş ve bu isim daha sonra değişime uğrayarak girabolu, gileburu, gilebolu, gilaburu, gilaboru, giraboğul, gili gili olarak telaffuz edilmiştir. Günümüz incelediğinde İç Anadolu bölgesinde hala farklı isimler olarak halk tarafından benimsenmiştir. Gilaburu özellikle Kayseri ve Konya yöresinde yetişmeye elverişlidir. Suyun olduğu her yerde rahatlıkla üretimi yapılabilir. Caprifoliaceae ailesine mensup olan Gilaburu (Vibirnum opulus) çit bitkisi olarak, çalılıklarda ve bazen de steplerde 1500 m rakıma kadar olan yerlerde yetişebilmektedir. 2 ila 4 metreye kadar uzayabilen çalı tipindeki bu türün meyveleri, yemiş, turşu ve reçel olarak kullanılmaktadır. Meyvesi böbrek, karaciğer ve safra hastalıklarının tedavisinde kullanılan gilaburunun meyveleri ve çiçekleri, tıpta bağırsak ilacı olarak kullanılmakta ve aynı zamanda öksürük kesici olarak da faydası göz ardı edilemeyecek kadar çoktur.
Türkiye geneli baktığımızda üretimin yapıldığı bilinmemektedir. Yetiştirilme yeri olarak bağ, ve bahçe kenarlarında tek bitki olarak, süs bitkisi ya da orman ağacı olarak yetiştirilmekte olan gilaburunun son yıllardaki önemi ve ekonomik değeri anlaşıldıktan sonra kapama bahçelerin kurulmaya başlandığı görülmektedir. Gilaburunun yetiştirilmesinde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta düzenli ve bol sulamaya gereksinim duymasıdır. Bu nedenle bahçe kurulurken, en önemli maliyeti bahçenin sulama sistemi oluşturmaktadır. Bunun için ise 2 yada 3 katmanlı gıdaya uygun üretilebilen su depoları önerilmektedir.
Gilaburu meyvesi bakım ve ilaçlama ihtiyacına gereksinim duyan bir meyve değildr. Bir dekarlık alana 50 adet ağaç dikilebilir. Dört yılın sonunda bir ağaçtan ortalama 20-30 kg ürün kaldırılmaktadır. 50 adet ağaçtan 1000 – 1500 kg arası verim alınması beklenir.
Yetişebilmesi için uygun ortam açısından incelendiğinde bol verim alınan toprak yapısına sahip yerlerden hoşlanan bir meyve olduğu , olgunlaşma sürecinde düzenli ve sık sulama yapılması önerilir. Alacağımız mahsulün kaliteli ve verimli olması için bol güneşe ihtiyaç duyan bir meyvedir. Bezelye ebatında meyve veren bir ağaç türü olmakla beraber , yerli bir bitki olması Türkiyenin heryerinde yetiştirilme imkanı verir. Gilaburunun ağızda çok da hoşa gitmeyen acı bir tadı vardır. Gıda ve şifa amaçlı olarak dünyanın çeşitli yerlerinde kullanılan gilaburu, çiçek ve meyvelerinin güzel görüntülü olmasından dolayı da süs bitkisi olarak kullanılmada tercih edilmektedir. Gilaburu çalı şeklinde bodur yapıda bir ağaç türüdür . Gilaburu yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve kar yağışlı olan karasal iklimde bir bitkidir. Avrupa, Türkistan, Sibirya, Amerika, Kuzey Asya ile Kuzey Afrika’da sınır ve süs bitkisi başlıca kullanım amaçlarıdır. Türkiye’de başta İç Anadolu bölgesi olmakla birlikte, İzmit, Erzurum ve Samsun illerinde doğal olarak yetişmektedir. Gilaburunun kabuk ve meyveleri bilim dünyasında son derece geniş bir kullanım alanına sahiptir. Kabukların kaynatılmasıyla elde edilen sıvının dahili ve harici kullanım alanı bulunmaktadır. Hafif astım, yüksek tansiyon, kabakulak, epilepsi nöbetleri, bazı kalp rahatsızlıkları, kramplar, menstrüal sancılar, doğum sonrası sancılar, uyku bozuklukları, romatizma ve bazı sinir rahatsızlıklarına iyi geldiği bilinmektedir. Gilaburu Nisan ayından Ağustos ayına kadarki zaman da dallarının kabukları soyularak, kurutulur ve kaldırılır. Tentürü yapılacak ise taze olarak yapılması gerekir.